İsviçre’de Endüstriyel Hayvancılık Yasaklanıyor mu?

Görsel: JA zur Initiative gegen Massentierhaltung

Yazar: Emre Kaplan

İsviçre’de Endüstriyel Hayvancılık Yasağı Oylanıyor

25 Eylül’de İsviçre’de hayvancılığa sıkı düzenlemeler getirilmesi için bir oylama yapılacak.

İsviçre bir doğrudan demokrasi. Bu sayede yeni yasa tasarısı inisiyatifleri halk oylamasına sunulabiliyor. Vatandaşlara düzenli olarak sandığa gelecek yasa tasarılarının içerikleri, kimlerin neden savunduğu, kimlerin neden karşı çıktığına ilişkin kitapçıklar gönderiliyor. İsviçre’deki hayvan refahı standartlarının yükseltilmesi için olan tasarı da referanduma sunulacak kadar destek elde etmeyi başardı.

Tasarı hayvanlar için neler getirecek?

Tasarı İsviçre’de sıkı bir organik üretim standardı olan Bio Suisse’in İsviçre genelinde asgari üretim standardı olmasını talep ediyor. Aynı zamanda bu standardın altında kalan hayvansal ürünlerin ithalatını da yasaklıyor. Yeni yasanın yürürlüğe girerek Bio Suisse standardının altındaki sistemlerin ortadan kaldırılması önümüzdeki 25 yıla yayılacak.

Tasarıyla ilgili geçmiş ay yapılmış İsviçre geneli bir ankette katılımcıların %55’inin tasarıyı desteklediği görüldü. Tek bir ankete fazla anlam yüklemek doğru olmasa da bu kadar iddialı bir tasarının geçmesi için küçük de olsa bir ihtimal olması İsviçre’de ve dünyada pek çok hayvan savunucusunu heyecanlandırdı. İsviçre’de senede 81 milyon hayvanın acılarının büyük ölçüde hafiflemesi için muazzam bir fırsat doğdu.

Daha önemlisi, bir ülkenin tamamında organik standartlara geçilmesinin mümkün olduğunun görülmesi, başka ülkelerde de kafes sisteminin terk edilmesi gibi daha mütevazı reformların gerçekleşebilmesi için önemli bir eşik olacak.

Tasarının neler getirdiğini anlamak için Avrupa’da ve Türkiye’de yürürlükte olan yumurta 3 ve 2 nolu kodlarının tabi olduğu yönetmelikler ve İsviçre’deki tasarı arasında kısa bir karşılaştırma tablosu yaptım:

Kim nerede duruyor?

Tasarı İsviçre’de Yeşiller Partisi, Sosyalist Parti, Küçük Ölçekli Üreticiler Birliği, İsviçre Vegan Derneği, Greenpeace, Four Paws, Animal Rights Switzerland ve Sentience Derneği tarafından destekleniyor. İsviçre’deki federal parlamentolarda ise tasarı aleyhine tavsiye oyları kullanıldı. Aleyhteki tavsiye oylarında hayvan refahının İsviçre’de zaten korunduğu ve bu tasarının fiyatları yükselteceği öne sürülüyor.

Yasal çalışmalar neden önemli?

Gıda politikalarının değiştirilmesine yönelik yasal girişimler bazı kişiler tarafından gereksiz bulunuyor. Zaten endüstriyel hayvancılığa karşı olan bireylerin kendi tüketimlerine bunu yansıtacağı, bu yüzden bu tür yasal girişimlere gerek kalmayacağı ifade ediliyor. Bu görüşe göre toplum zaten endüstriyel hayvancılığa karşı olsaydı bu ürünleri tüketmezdi. Bu ürünleri talep ediyor olmaları endüstriyel hayvancılığı zalim bulmadıklarını gösteriyor.

Ancak gıda politikası alanında geçmiş deneyimlerimiz bireylerin kendi alışverişleriyle, destekledikleri gıda politikaları arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum yabancı literatürde “vote-buy gap” yani oy verme-satın alma farkı olarak biliniyor. Örneğin GDO’nun serbest olduğu dönemlerde ve ülkelerde toplumun büyük çoğunluğunun genetiği değiştiirlmiş ürünleri satın aldığını görüyoruz. Ancak bu kişilere seçmen olarak görüşleri sorulduğunda GDO’nun yasaklanmasını, kısıtlanmasını veya genetiği değiştirilmiş ürünlerin üstüne bunu belirten etiket konulmasını talep ediyorlar. GDO’nun kısıtlanması sonucunda gelen fiyat artışları sonrasında ise bu kararlarına sadık kalıyorlar ve kararlarının arkasında duruyorlar. Benzer bir şekilde kafes yumurtasının yasaklanmasına yönelik referandumlarda, toplumun büyük çoğunluğu kafes yumurtası satın almasına rağmen kafeslerin yasaklanması için oy veriyor.

İnsanların tüketimleri ve verdikleri oylar arasında neden böyle bir fark olduğu hala araştırılan bir mesele. Bunun neden böyle olduğuna ilişkin çeşitli hipotezler var:

  • İnsanlar tükettikleri ürünlerin nasıl üretildiğinden haberdar değil, dolayısıyla karşı çıktıkları ürünleri bilmeden tüketiyorlar.

  • Bir sistem değiştiği zaman tüketimi değiştirmek çok kolaylaşıyor. İnsanlar istedikleri şekilde üretilen ürünleri aramakla, ambalaj okumakla uğraşmak istemiyor. Sistem değiştiğinde tercihlerini otomatik olarak gerçekleştirebiliyorlar.

  • Yasal değişiklikler pek çok hayvanı etkilediği için bireysel tüketim değişikliklerine göre daha anlamlı geliyor. Bireyler tek başına “ben ne yapabilirim” diye hissetmesine rağmen yasal değişiklik oylamalarında sistemin değişmesi için oy vermeye daha motive hissediyor.

Oy verme satın alma farkının sebepleri hala araştırılıyor. Ama iyi bilinen bir şey gerçek bir fenomen olduğu. Oy verme ve tüketim arasındaki tutarsızlık çeşitli bağlamlarda tekrar tekrar gözlemleniyor. Aradaki bu fark da yasal değişiklik çalışmalarının bilhassa etkili olduğunu gösteriyor. Eğer GDO karşıtı hareket, yalnızca teker teker bireylerin tüketimlerini değiştirmek için uğraşsaydı, şu an Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de toplumun büyük çoğunluğu muhtemelen GDO tüketiyor olurdu. GDO’nun faydalı mı yoksa zararlı mı olduğu tartışmasından bağımsız olarak, gıda politikaları alanındaki başarılı deneyimler, hayvan savunuculuğu hareketi için de yol gösterici.

Previous
Previous

Endüstriyel Hayvancılık ve İklim Değişikliği

Next
Next

Hayvan Savunuculuğunda Modern Akımlar