Bilen Bilmeyene Anlatsın: Bilgi - Etik İlişkisi

Yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz

İnsanları, hayvanlarla ilgili etik eylemlere yönelten şeyleri düşündüğümüzde (vegan olmak, savunuculuk vb) değerleri, tutumları ve demografik özelliklerine odaklanmak doğal gelebilir. Bireyin hangi hayvanların hangi sorunlarına odaklandığı ise gözden kaçan en önemli faktörlerden.

Ne olursa olsun bir konu hakkında sahip olduğumuz bilgi davranışlarımızı etkiler. Örneğin bir insan pekâlâ hayvanlara zarar vermenin yanlış olduğunu kabul ederek kendini hiç kötü hissetmeden yumurta tüketebilir. Yumurta endüstrisi ve yumurtası için yetiştirilen tavukların eziyetini bilmeyen biri neden yumurta tüketmeyi yanlış bulsun ki?

 Metodoloji

Bilgi ve davranış arasındaki bu ilişkiyi düzgün gözlemlemek isteyen araştırmacılar 4 çalışma gerçekleştirerek “endüstriyel hayvancılık bilgi testi” oluşturdular. Test aslen herhangi birinin bilgisini ölçmek için hazırlansa da testin uygulaması sırasında ABD’de yaşayan insanların hayvan savunuculuğu eğilimleri de ölçüldü.

İlk 2 çalışmada yazarlar 38 soruluk doğru/yanlış sorusunu 270 kişiye sordu. Bu çalışmaların amacı soruları şekillendirerek en ilgili ve güvenilir testi oluşturmaktı. Sorulan ifadelerde zorluk seviyelerinin değişmesi ve gereksizlerin çıkarılması önemsendi. Örneğin ortalama bir ABD’li her yıl kendi vücut ağırlığından fazla et tüketir elendi çünkü cevap bilmeden de tahmin edilebiliyordu. Bu çalışmalar ile test 10 soruya düşürüldü.

Diğer 2 çalışmada ise bu 10 soru 241 ve 278 kişiye yöneltildi. Ek olarak hayvansal üretim tüketimleri ve çiftlik hayvanlarını korumak için yapabilecekleri eylemler soruldu. Son olarak da katılımcıların gıda sektöründe sömürülen hayvanlara dair bildikleri bilgiler ve hayvan yemeye yönelik duruşları ölçüldü.

 Sonuç

Diğer araştırmalarda olduğu gibi bilgi miktarı / hayvanlara duyarlılık korelasyonu burada da mevcut. Ancak ilginç olan, çalışmaya göre endüstriyel hayvancılık hakkında sistemsel bilgi sahibi olmak, kişiyi hayvansal ürün tüketimini değiştirmekten çok sivil topluma yöneltiyor. Önce hayvanın durumu hakkında bilgi sahibi olanlar ise vegan olma eğilimini daha çok gösteriyor.

Çalışma sonucunda inanç ve değerler gibi bilginin de etik davranışla ilişkisi kanıtlandı. Yani kamuoyu bilgilendirmek daha fazla “iyi” insan ve daha az acı anlamına geliyor. Tabii bilgiyi sadece iletmek yeterli değil. Kamu psikolojisi, toplumsal değerler ve kültür gözeterek bilgi akışını sağlamalıyız.

Son olarak çalışma, spesifik bilgilerin spesifik davranışları etkilediğini ortaya koyduğu için her savunucu kendi alanını ve neye ihtiyacı olduğunu değerlendirerek stratejisini geliştirmeli.

Previous
Previous

Yumurtasız Tarifler: Vişneli Brownie

Next
Next

Onları biz yarattık: Tavuklarda Seçici Yetiştirme