Onları biz yarattık: Tavuklarda Seçici Yetiştirme

Yazının aslına buradan erişebilirsiniz. Fotoğraf: Konrad Lozinski

Şehirde yürürken bile çeşit çeşit hayvan görüyoruz. Sadece gökyüzüne baktığınızda bile farklı boyutlarda onlarca kuş görmeniz mümkün. Peki market reyonlarında nasıl oluyor da neredeyse hep aynı hayvanı görüyoruz? Marketlerde ve restoranlarda gördüğümüz tavuklar, hızlı büyümek üzere seçilerek yaratılmış birkaç türden ibaret. Bunun önemi ilk bakışta görünmeyebilir ancak hem tavuk hem insan için ciddi sağlık riskleri içeren bir gıda sektörü yarattık.

Seçiçi yetiştirme, istenen genetik özelliklerin üründe ortaya çıkması için ilk olarak tarımda kullandığımız bir yöntem. Bu sayede meyvesi çok daha büyük muzlar, hızlı yetişen brokoliler gibi günlük diyetimizde yer alan bir sürü tarım ürününü geliştirdik.

Ne yazık ki, seçici yetiştirme aynı zamanda eti için yetiştirilen tavuklarda zulmün de en büyük sebebi. Tavuklar söz konusu olduğunda istenen genetik özellik en fazla göğüs etini en hızlı şekilde yetiştirmek. Bu hızlı büyüyen türlerin tüm genetik zayıflıklarının da bir araya gelmesi demek, eti için yetiştirilen broiler tavuklar sadece 42 günlükken “uygun kesim ağırlığına” erişir. Ve bu 42 gün boyunca, doğada hiçbir canlının yaşamadığı acıları sakat bir beden içinde var olmaya çalışarak yaşar.

 Tavuk Refahı Endişeleri

 Göğüs etinin büyümesi için “özenle” yaratılmış tavukların bacakları bu büyüme hızına yetişemez. Bedeni kendisini taşıyamayan bir kapana dönüşür ve ayakta durmak bile acı veren bir eylem haline gelir. Diz yanığı olarak bilinen kostik amonyak yanması broiler tavuklarda çok yaygındır.

Kas-iskelet sorunları ve lezyonlardan da kötüsü ise ani ölüm sendromu. Kendi bedeni altında nefessiz kalan tavuklar dakikalar için sırtüstü ölürler. Hiçbir hayvan tarafımızdan yaratılmış sağlık sorunlarıyla doğmayı hak etmiyorken her yıl yalnızca A.B.D’de 6 milyon tavuk kardiyovasküler sebeplerle ölüyor.

Sosyal Tavuklar

Tavuklar normalde 10 yıla kadar yaşayan karmaşık ve sosyal canlılardır. Toplulukları içinde hiyerarşi kurar, farklı kaynaklara erişmek için iş bölümü yaparlar. Farklı mesajlar iletmek için farklı ses tonları ve beden dilleri kullandıklarını biliyoruz. Fabrika tarzı endüstriyel çiftliklerde ise tüm bu sosyal davranışlar kaybolur. Tavuklar kendilerini ifade etme yeteneklerini kaybederler

 Et Kalitesi

Hayvan sağlığı dışında endüstriyel üretim şekilleri çiftçiye ve tüketiciye de zarar verir. Ortaya çıkan ürün düşük kaliteli olduğu gibi yaygın kas hastalıkları ve yağlanma da endüstriyel et üretimi ile hayatımızın içinde yer edinen kavramlar. Özellikle göğüs miyopatileri hem hayvan hem insan için endüstrideki en büyük sorunlardan. Odunsu göğüs, beyaz çizgilenme ve spagetti et olarak bilinen bu hastalıklar sektör için “üretim hatası” olarak görülüyor.

Odunsu göğüs hızlı büyümenin fazla gerçekleşmesi sebebiyle bazı dokuların beslenemeyerek ölmesi sonucu oluşuyor. Dokunun traşlanması ya da göğsün komple alınmasını gerektirebilen bu hastalık eti için yetiştirilen tavuklarda en yaygın görülen durumlardan. Sadece A.B.D’de yılda 200 milyon $ zarar yarattığı hesaplanıyor.

Beyaz çizgilenme de yine büyümenin dengesiz gelişmesi ile oluşan başka bir hastalık. Odunsu göğüsün aksine büyüyen doku ölmüyor, göğüs içerisinde beyaz alanlar yaratarak düşük kaliteli, yağı yüksek, proteini az ürünler olarak mutfaklarımıza giriyor. A.B.D’de satılan etlerin %99’unda beyaz çizgilenme bulunuyor*.

Spagetti et ise kas dokularının büyüyerek eti bağ doku ile kaplamasına sebep olan diğer bir hastalık. Tavuklar için oldukça acılı bu hastalığın da tek sebebi onları genetik olarak bu hale getirmiş olmamız.

Normal hızda büyüyen bir tavuk ile spagetti et

Gıda Güvenliği

Hızlı büyüyen türlerin bakteriyel hastalıklara da “normal” tavuklara kıyasla daha açık olduğunu biliyoruz. Gelişim sürecini yaşayan tavukların bağışıklık sistemi Salmonella, Campylobacter, E.coli gibi bakterileri daha çabuk yeniyor. Broiler tavukların olmadığı bir dünyada gıda zehirlenmeleri de buna bağlı ölümler de daha az olurdu.

Biz Ne Yapabiliriz?

Tüm bu yaşam (ve ölüm) koşullarını düşününce tüketicinin yapabileceği ilk şey ürün ve aldığı yer hakkında daha duyarlı olmak. Kimi firmalar hayvan refahı politikalarını açıklıyor, kimileri çeşitli sertifikalara sahip. Alışverişi nereden yaptığımız ve neden yaptığımız bütün bir perakende sektörüne yön veriyor.

Çok daha önemlisi ise değişimi talep edenler olarak bir araya gelmemiz. Hayvan savunucuları, kendini ifade edemeyen canlılara ses olarak her yıl milyarlarca hayvana zulmeden endüstriyi değiştiriyor.

Previous
Previous

Bilen Bilmeyene Anlatsın: Bilgi - Etik İlişkisi

Next
Next

Araştırma: Medyanın Endüstriyel Hayvancılık Körlüğü