Türkiye’de Balık Refahının Geleceği

Yazar: Deniz Kıraç

Editör: Ayşenur Günay

İlk iki yazımızda, balıkların da hissedebilen canlılar olması ve sayıca dünyada en fazla yetiştirilen hayvan grubu olmaları bilimsel verilerinden yola çıkarak, balık refahının acilen önemsenmesi gereken bir konu olduğunu vurgulamıştık. Bu yazımda ise, yaptığım balık çiftliği ziyaretleri, konunun uzmanı çeşitli akademisyen ve yetiştiricilik sektöründeki insanlarla görüşmelerim sonucunda edindiğim bilgiler ışığında Türkiye’de balık refahı konusunun ne durumda olduğunu ve tespit ettiğim problemleri aktaracağım. Ardından, Kafessiz Türkiye kampanyasını yürüten Çiftlik Hayvanlarını Koruma Derneği olarak, hayvan hakları mücadelesinde daha bütüncül bir çözüme kavuşturacağına inandığımız refah problemlerine ilişkin çözüm önerilerini anlatacağım. Son olarak, balıkların keşfedilmeyi bekleyen dünyalarından iki eğlenceli örnek paylaşacağım.

 Türkiye’de Balık Yetiştiriciliği ve Balık Refahına Etkisi

TÜİK verilerine göre, 2019 yılında su ürünleri üretiminin ülkelere göre  dağılımında, Türkiye 834.662 ton üretim ile dünyada 12.sırada, Avrupa Birliğinde ise 2. sırada yer almaktayken, Avrupa kıtasında ise en büyük yetiştirici konumundadır. Türkiye’de su ürünleri üretiminin %53,6'sını yetiştiricilik ürünleri oluşturmaktadır. Yetiştiricilik yoluyla üretilen balıkların %90’ından fazlası ise levrek, çipura ve alabalıktır(Türk Somonu). Görüldüğü üzere, Türkiye’de yetiştirilen balık sadece Türkiye içinde değil dünya açısından da hatırı sayılır bir yere sahip. Burada yetiştirilen balıkların yaşam koşullarına dokunan iyileştirmeler çok büyük sayılarda balığın hayatında fark yaratıyor. 

 Türkiye’de Balık Refahı Ne Durumda?

Bir önceki yazımda belirttiğim balık refahı ile ilgili problemli görülen noktaları kabaca balığın yaşadığı ortam, nakil esnasındaki durum ve ölüm koşulları başlıkları altında toplayabiliriz. Bizim gözlemlerimize göre, Türkiye’de en acı verici uygulamalar balıkların ölüm koşulları ile ilgili. Türkiye’deki yaygın uygulama balıkların kafeslerinden çıkarılıp direkt buzlu suya atılması şeklinde. Bu uygulamada balıklar 20 dakika boyunca bilinçleri açık bir şekilde boğularak ölüme bırakılıyorlar. Balıkları tabaklarımızdan çıkarmak bizim bireysel hayatımızda bu eziyetin bir parçası olmamızı engellese de, önümüzdeki 20 senede Türkiye’de gitgide daha fazla balığın yetiştirilmesi bekleniyor. Balıkçılık endüstrisine doğması beklenen milyarlarca hayvanı bu işkenceden korumanın bir yolu ise elektrikli bayıltma sistemini zorunlu tutmak. Bu yöntem, balığın bilincinin anında yitirilmesini sağlayarak balığı acıya duyarsızlaştırdığı için, balık refahı açısından çok önemli bir adım. 

Biz bunu değiştirmek için ne yapıyoruz?

Balık refahında odaklanılması gereken pek çok nokta var. Bunların başında av yoluyla balıkçılık, kültür balığı yetiştiriciliği ve akvaryum balıkları gibi konular geliyor. 2022 Ocak ayı itibariyle başlamış olduğumuz Balık Refahı projemiz şu anda gelişme sürecinde. Biz Çiftlik Hayvanlarını Koruma Derneği olarak, yoğunluk sayısı ve Türkiye’nin bu konudaki önemini de değerlendirerek kültür balıkçılığında levrek, çipura ve alabalık balık türlerine odaklanma kararı aldık. Hedefimiz Avrupa ve Dünya için önemli bir balık üretim merkezi olan ve yetiştiricilik anlamında sayı bakımından Avrupa kıtasında ilk sırada yer alan Türkiye’de balıkların maruz kaldığı kötülükleri olabildiğince engellemek.  Şu anda halihazırda 10 milyon balığı etkileme gücüne sahip olan Metro Zincir marketlerinden de taahhüdümüz bulunmakta. İleride daha çok taahhüt alarak etki alanımızı büyütmek istiyoruz. Buna ek olarak, çiftliklere yönelik de bir proje geliştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca, Almanya, İspanya ve Fransa gibi hedefi bizimle benzer olan ülkelerle işbirliği içerisinde bir proje geliştirmek istiyoruz. Buna yönelik somut adımlarımızı da geçtiğimiz temmuz ayında Portekiz’de gerçekleşen ‘‘IV FISH WELFARE SUMMER SHOAL” konferansı sayesinde atmış bulunduk. Sadece balık refahı odaklı sayılı konferanslardan olan bu konferansa konuşmacı olarak katılıp projemizi sundum. Dünyanın çeşitli yerlerinden katılımın olduğu bu konferansta projemiz oldukça yoğun ilgi gördü. Fransa ve İspanya gibi Türkiye’nin su ürünleri ihracat ve ithalatında önemli bir yeri olan ülkelerle balık refahını artırmak için beraber geliştirebileceğimiz projeler üzerine de görüşmeler yapmaya başladık. 

Projemiz ilerledikçe sizlerle gelişmeleri paylaşıyor olacağız. Balıklar hakkında edindiğiniz üstteki bilgilere biraz da eğlenceli bilgiler ekleyerek konuya şimdilik bir virgül koyuyoruz. 

Sanat yapan balık

Japon kirpi balığı, Japon sularında yaşayan esrarengiz bir balık türüdür. Birkaç yıl önce araştırmacılar, Kirpi balığının deniz tabanında dairesel estetik şekiller resmettiğini fark ettiler.  Bilim dünyasında büyük yankı uyandıran bu şekillerin, daha sonra yapılan araştırmalarla Kirpi Balıklarının çiftleşme ritüeli olduğu sonucuna varıldı. Erkek Kirpi Balıkları, dişisini etkilemek için deniz yüzeyine yüzgeçlerini kullanarak, oldukça karmaşık geometrik desenlerden oluşan bir daire çizerler. Yaklaşık 2 metre çapı olan bu dairenin merkezi, dişilerin yumurtalarını bırakmaları için bir korunaklı bir yer olur. Kirpi balıkları bu benzersiz şekilleri yaparken, deniz kabuklarından faydalanırlar. En ilginci ise, şekilleri yapım aşamasında kirpi balıklarının su akıntılarından yararlanmalarıdır. Su akıntıları, dairesel şeklin merkezine ince tortuların birikmesine yardımcı olur. Dişi kirpi balıklarının eş seçiminde bu olağanüstü dairesel şekli hangi kriterlerle değerlendirdiklerini henüz bilmiyoruz. Bazı araştırmacılar, merkezdeki kumun kalitesinin en belirleyici özellik olduğunu düşünüyor. Doğanın bu olağanüstü sanatçı balıkları ile ilgili araştırmalar devam ediyor. 

Aynada kendini tanıyan balık (Cleaner Wrasse)

 Cleaner wrasse, diğer balıkları mutlu ederken aynı zamanda besin alımını en üst düzeye çıkarmak için “müşterilerini” çeşitli şekillerde manipüle eden, kanatlı kardeşleri arasında sofistike düşünürler olarak zaten bir üne sahiptir. Wrasses, yüzlerce farklı hayvanı ve bunların her biri ile olan ilişkilerini takip ediyor gibi görünüyor. Bu küçük yaratıklar, zararlı, dikkat dağıtıcı parazitleri ortadan kaldırarak, temizlik hizmetleri aracılığıyla diğer balıkların beyin gücünü dolaylı olarak artırır. Karşılarına ayna konan Cleaner Wrasse’ların öncelikle agresif tepkiler verdiği görülse de daha sonrasında aynaya oyuncu hareketlerle yaklaştıkları gözlemlendi. Ardından, bazı uzuvlarına sadece aynada kendilerini gördüklerinde fark edebileceklerini kahverengi bir jel sürüldü.Aynada kendine bakan balıkların jeli gördükleri gibi büyük ihtimalle parazit sanarak kendi üstlerinden silmeye çalıştıkları gözlemlendi. Böylece, aynada kendini tanıdıkları da belirlenmiş oldu.

 

Previous
Previous

Hayvan Haklarına Yön Veren Akımlar & Yasalar: Giriş

Next
Next

Peki Balık Refahını Neden Önemsemeliyiz?