Balıklar da Hisseder
Yazar: Deniz Kıraç
Editör: Ayşenur Günay
Deniz canlıları ve onların dünyası bugün hala tam anlamıyla keşfedemediğimiz ama her yeni öğrendiğimiz bilgiyle beraber büyülendiğimiz alanlardan birisi.
Halihazırdaki bilgimizin pek çoğu ise kulaktan dolma ve gerçeği yansıtmamakta. Bunların en başında yer alan yanlış algı ise balıkların acı çekmediği yönünde. Şu anda dünyada çiftliklerde yetiştirilen balık sayısının yaklaşık 180 milyar olduğu göz önüne alındığında, söz konusu canlılar hakkındaki herhangi bir yanlış bilginin ne kadar çok zarara yol açabileceğini az çok hayal edebiliriz.
Balıklara dair en yaygın yanlış kanı onların hissedebilen varlıklar olmadığı dolayısıyla da acı çekmedikleri yönünde. Balıkların hissedemediği gibi yanlış algılarla beraber deniz canlılarının sayısı bir araya geldiğinde konunun önemi çok daha çarpıcı hale geliyor. İşte bu sebeple, balık refahı, hayvan hakları savucunuluğunda gerekli ve önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alanın savunucularından biri de Çiftlik Hayvanlarını Koruma Derneği. Ben Deniz Kıraç, Balık Refahı Programı direktörü olarak bu yazımda, öncelikle, balıkların hisseden varlıklar olmadığı algısını bilimsel veriler ışığında değiştireceğim. Daha sonrasında balık refahının ne demek olduğunu ve en nihayetinde bizim bu konuda ne yapmaya çalıştığımızdan bahsedeceğim.
Hissetmek ne demek?
Öncelikle, yanlış bilinen bir algıyı yıkmakla başlayalım. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, balıklar da HİSSEDEN varlıklar!
Günümüzde hayvan refahına ilişkin çıkarılan kanun ve kuralları incelediğimizde çoğu ülkede bunların balıkları kapsamadığını gözlemliyoruz. Sorun şu ki, balıklar pekçoğumuz tarafından göz ardı ediliyor ve bunun en büyük sebeplerinden biri hisseden varlıklar olduğunun bilinmemesi. Ancak balıklar diğer hayvanlar gibi bağırıp ses çıkaramasalar, ağlayamasalar ve yüz ifadesi gösteremeseler de aslında hissediyorlar ve hissettiklerini pek çok davranışıyla belli ediyorlar. Çok azımız onların doğal ortamlarındaki davranışlarını ve kurdukları etkileşimleri gördüğü için balıklar çoğunlukla ahlaki çevremizin, empati alanımızın dışında kalıyorlar.
Uzun yıllardır hakkında pek çok yanlış bilginin yayıldığı ve gözardı edilen balıkları detaylı inceleyerek onları anlamak üzere bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
Öncelikle önemli bir soruyu cevaplayalım. Hissetmek ne demek?
Hissetmek, duyarlılık ve duygulara sahip olmak için gerekli olan farkındalığa ve bilişsel (zihinsel) yeteneğe sahip olmayı ifade eder.
Ancak bırakın başka hayvanları, başka insanların bile ne hissettiğini anlamakta zorluk çektiyoruz. Mesela, etrafınızdaki insanlar sizden kaynaklanmayan gerginliklerini size yansıttıklarında bunu kişisel algılayıp üzülebiliyoruz. Bunun gibi hepimizin kimin ne hissettiğini anlamakta zorluk çektiği zamanlar olduğunu düşünüyorum.
Konu balıklar olduğunda aslında bunu anlamak insanları anlamaktan çok farklı. İşin içine bilim giriyor. Balıkların hisseden varlıklar olduğunu anlamak için acı verici olaylarla stres hormonlarındaki değişiklikler ve aynada kendini tanıma gibi, duyarlılık ve bilinç göstergesi olan çeşitli fizyolojik tepkilere ve davranışlara güveniriz.
Balıkların hissettiğini nereden biliyoruz?
Peki, Balıkların Hisseden Varlıklar Olduğunun Kanıtları Neler?
Balıklar ve diğer hayvanlar, ağrıya tepki verebilirler.
Örneğin: Balıklar sadece ağrıya neden olan nesnelerden veya ortamlardan kaçmaya çalışmakla kalmaz, aynı zamanda gelecekte aynı nesneleri veya ortamları hatırlayarak kaçınmaya çalışırlar. Dudaklarına arı zehri değen gökkuşağı alabalığının dudaklarının tanka sürttüğü, derin soluk aldığı ve bir yandan diğer yana sallandığı gözlemlenmiştir.
Ayrıca bazı balıklar acı karşısında iştahlarını kaybederler ve dikkatleri dağılır. Yırtıcılardan kaçamazlar ve baskın balıklar daha az agresif hale gelir.
Balıklara analjezik verilmesi, tıpkı memelilerde olduğu gibi, ağrı ile ilişkili semptomları azaltır. Bazıları, belirli nesneleri veya kokuları zararla ilişkilendirerek ve onlardan kaçınmaya çalışarak acıya dayalı öğrenmeyi gösterir. Ağrılı olayları tahmin ederken stres seviyeleri artar ve ağrının giderilmesi için bir bedel ödemeye isteklidirler.
Artık balıkların sadece acıyı değil, başka duyguları da deneyimlediklerini, birbirleriyle bağ kurabildiklerini ve daha önce fark etmediğimiz şekillerde zeki olduklarını gösteren sağlam kanıtlar var.
Şimdi balıkların acı hissettiğini biliyorsunuz. Bizim gibi acı hisseden ve aslında gözlemleyemesek de gündelik hayatlarında bizim yapacağımız şeylere benzer şeyler yapan (bkz. sanat yapan japon kirpi balığı) bu canlıları artık göz ardı etmeye bir son vermeliyiz.